18 Nisan 2010 Pazar

ya da boşver, ben böyleyim!


bugün mesela çıkıp sahilde yürüyebilirim bi başıma. başımı denize çeviririm ama hep. önce "yalnız yürüyorum, özgürüm ve kendime güvenim tam, fena kız sayılmam, hoşum kendime baktırırım istersem" triplerinde yürürüm. sonra omuzlarıma çöker yalnızlığım. denizden başka yere bakamadığımı farkederim, insanlarla göz göze gelmek istemediğimi. içimdeki korkunç yalnızlık hissini farketmemeleri için yüzlerine bakamadığımı farkederim.

bugün mesela "yalnız başıma sinemaya gittim geçen" diyen arkadaşlarıma kanıtlayabilmek için kendimi yalnız başıma sinemaya gidebilirim. tereddüt ederim biletimi alırken, hangi filme gideceğimi bile şaşırırım önce. kendimi oyalamak için patlamış mısır ve kola alırım. herkesten önce giderim salonun kapısına ve en önde beklerim. yerine en önce oturan insan ben olurum, ve reklamları en ilgiyle izleyen. evde herhangi bir film izlerken ikinci yarıyı göremeden uykuya dalan ben, tüm filmi gözlerim açık ama aklım içimdeki boşlukta izlerim.

bugün mesela alsancak'a inip bulduğum ilk boş masaya oturabilirim. bir bira söylerim, efes şişe. bir başıma sokaktakileri izleyerek içebilirim. önce gelene geçene bakmaktan birayı unutabilirim. sonra birayı içmekten kafamı kaldıramadığımı farkedebilirim. garsona seslenmekte terreddüt ettiğimi, yanımdaki sandalye boş mu diye soranlara cevap verirken elimin telefona gittiğini farkedebilirim. ikinci biram bitmeden kalkarım sonra. ya da asla son yudumunu içmediğim biranın son yudumunu bir nefeste iğrene iğrene yudumlarım kalkmadan.

bugün mesela kabul edebilirim yalnızlığı sevmediğimi. bunca zaman yalnızlığı sevmediğim için için sarıldığımı bir çok insana.

bugün mesela kabul edebilirim yalnızlıktan korktuğumu. bunca zaman yalnızlıktan korktuğum için karıştığımı deli kalabalığa.

bugün mesela yürüyebilirim üstüne yalnızlığımın. ya da boşver, ben böyleyim.

Hiç yorum yok: