24 Nisan 2010 Cumartesi

neşe dolmadık bu sefer?

bugün 23 nisan. ilkokulda -kaçıncı sınıfta hatırlamıyorum- abone şarkısında sanırım, dans etmiştik bütün sınıf erkekli kızlı. altımda kırmızı bir tütü, içimde siyah tayt ve üstümde büyüdükçe giymeye uzun süre devam edebileceğim kızılderili resmi olan bir tişört. neden kızılderili resmi, bilmiyorum. rontta sevdiğim çocukla eş yapmamıştı öğretmen beni, istemediğim biriyle eş olmuştum. bütün provalarda ve tören günüde göz ucuyla arkada çirkin kızın biriyle eş olmuş o çocuğa baka baka dans ettim. kendimi "yakalanbaçta hala beni yakalamaya çalışıyo ki" diye telkin etmeye çalışıyordum. orda çok büyük bişey yapıyodum, bir sürü velinin ve benim yaşımdaki veletin önünde dans ediyordum ama benim kafam hala sevdiceğimdeydi. çok güzel olmuştum ki, bir çift pisi ve o kırmızı tütü bir insana o kadar mı yakışırdı? işte orda abonede ellerini kalçasına vura vura dans eden ve çarpma işleminin dünyanın en karmaşık şeyi olduğunu düşünen o kız çocuğu ondan on küsür sene sonra 23 nisanda ellerinde ameliyat eldiveniyle ölen deney hayvanını otopsi yapacağı için buzdolabına kaldıracağını hiç düşünmedi... o sandı ki, arka sırada o çirkin kızın yanında dans eden sümüklü çocukla bilmemkim ablası ve otpüsür abisi gibi parklarda buluşup kafelerde gezicek. yanıldı.

insanoğlu elleri ne kadar küçükse o kadar umutlu gelecekten. ne kadar çok anlamsız, aptal ve komik cümle kuruyorsa o kadar az sorumluluk sahibi. 23 nisanın şenliğine ne kadar inanıyorsa, daha doğrusu 23 nisan onun için ne kadar şense gerçekten o kadar çocuk. bu yüzden dün gece yatmadan keşke yarın bayrama gidebilsem diye düşündüm. bu yüzden bugün sıcağın altında o basit hareketleri yan sıradaki sevimli çocuğa baka baka dünyanın en güzel şeyini yapar gibi yapan kızları izlememek için zap yaptım.

23 nisan kutlu olsun, ellerimiz tekrar küçücük olsun!


http://video.milliyet.com.tr/Tangoya-bi-turlu-ikna-edemedi_1_37789.htm

Hiç yorum yok: