4 Şubat 2009 Çarşamba
pieces of you-ugly girl
Jewel, o yumuşacık sesiyle Pieces of You söylüyor, otobüste kulağıma.
erken kalkmışım yine, aynaya bile bakmadan çıkmışım, gözlerimin altında on sene sonra görmem gereken torbalar.. saçlarım beni ele geçirmek üzere, üzerimde uyumsuz kıyafetler, tırnaklarımı kanatmışım, hava soğuk. otobüs yine tıklım tıkış, elimde çantalar-kitaplar ayakta durmaya çalışıyorum. bir de kulağımdaki kulaklıklarla kendimi otobüsten izole ederk akıl sağlığımı korumaya...
Jewel, o yumuşacık sesiyle Pieces of You söylüyor kulağıma.
biriktirdiğim hatalar zinciri var aklımda, onları düşünüyorum, sonra hata olmama ihtimallerini düşünüyorum, mutlu bile oluyorum bir an. sonra "x ne der, y ne düşünür, z benim hakkımda neler kurar!" düşünceleri istila ediyor kafamın içini. işte mutsuzluk orda başlıyor.
eskiden hata yapabilme lüksümüz vardı, onu geri istiyorum. hatalar yapardık, dünyalar alt üst olurdu, ama ertesi gün bambaşka şeylerin peşinden koşardık unutup. hata yapabilirdik ve telafi edebilirdik. zaman o zamanlar daha mı hızlı akıyordu ne, yaptığımız hataların üstünü hemen kapatmak ister gibi?
ben şimdi hala hatalar yapıyorum, hata olmadıklarına inanmak isteyerek, "o zaman öyle olması gerekiyormuş" cümlelerini kuracağım zamanları bekliyorum. biliyorum gelecek. çünkü ben hesabını veremeyeceğim bu defterin, belki de yazdığım en güzel defter olacağına dair saklı bir inanç da taşıyorum içimde. hatalar yapıp telafi edebildiğimiz zamanlara ait bir heyecanla oturdum bu defteri yazmaya. bu yüzden "olması gereken"in bu olduğuna inanmak isteyişim.
Jewel, o yumuşacık sesiyle "She's an ugly girl, does she make you feel safe?/Ugly girl, ugly girl, do you hate her/Cause she's pieces of you..." diyor kulağıma.
şimdi bana sırtında onlarca yanlış taşıyanlar hesap soracak, dün'lerini silip benim şimdi'mi tartışacaklar sabah ve öğlen ve akşam...benim yanlışlarımı bulmak mutlu edicek onları biliyorum, sırtlarındaki yükü hafifleticek biraz..otobüsten inene kadar bunu düşünüyorum.
evet diyorum sonra, i am an ugly girl, cause i am pieces of you...!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Balık deryada yaşar, deryadan bi haber...
Hç bir şeyi ilk düşünen, hiç bir şeyi ilk yapan, ilk sevinen, ilk üzülen olamayız..
en orjinal olduğunu sandığımız duygularımızın naçiz ifadesi o sözler kmblir kmler tarafından kaç çeşit dilde dile geldiler, belki yazığımız hiç bir şiir sırf bu sebeple orjinal değil...
en iyi başvuru kaynağı Hayyam diyor ki;
Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?
Bu dünyadan başka bir dünya yok, arama;
Senden benden başka düşünen yok, arama!
Vaz geç ötelerden, yorma kendini:
O var sandığın şey yok mu, o yok arama!
Şu serviyle süsen neden dillere destan?
Neden hep onlara benzetilir hür insan?
Birinin on dili var, boşboğazlık etmez,
Ötekinin yüz eli var el açmaz, ondan!
Benim halimden haber sorarsan,
Bir çift sözüm var sana, yürekten:
Sevginle gireceğim toprağa,
Sevginle çıkacağım topraktan.
Ömer HAYYAM
yazıların çok güzel Handecim, seni izlemeye devam ediyorum..:-)
çok mutlu oldum :) hayyam her zaman güzel söyler!
Yorum Gönder